15 Eylül 2022
Ef’al âleminde temel fiil “HİSSETMEK”; uygulayıcı fiil ise, HİSSETTİRMEK”tir. Ef’al âleminde her türlü akış “His” üzerinde, “His”den oluşarak, “His” ile yürümektedir. Kimlik kazanmış his yoğunlukları “mana”ları oluşturur. Allah Fıtratı üzere yaratılan ve Halifetullah olarak görevlendirilmiş insanın Kalbı ise fıtrat üzere manalar ihtiva ettiğinden ahseni takviym vasfı gösterir. Dünya hayatına duniHİ algı ile başlayan insan, zann’ları sonucu “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiasıyla fıtrat üzere manalarına “ilahlık” formatı atarak da esfele safiliyn vasfı gösterir. Sadrını “Müstakilen Varım ve Muhtarım” iddiasının hâkimiyetinden, geri dönüşsüz şekilde, temizlemiş olan ve Billahi hal üzere bulunan veli zatın kalbındaki fıtrat üzere manalar fonksiyon kazanır, dolayısıyla veli zatın sunduğu bilgiler de fıtrat üzere manalar olur. Bilgi, hayatımızda çok önemli yeri olan bir tanımdır, bu nedenle biraz bilgiyi tefekkür edelim. “BİLGİ” diye bildiğimiz tanımın iki hali vardır; “İfade Edilen Bilgi”, “Hissedilen Bilgi”. Bilgideki bu iki önemli hali işin başında yakalamamız ve bu ayrımı zihnimize yerleştirmemiz gerekiyor. İfade Edilen Bilgi; bilginin ifade edildiği ortam ne ise, o ifade ortamının şartları ile kurulan iletişim yolu ile olur. Bir şey ifade edilirken o ifadenin yürüdüğü, ifade edildiği ortam ne ise bu iletişim onunla olur, onunla ifade sağlanır. Örnek verecek olursak; ifade edilen ortam moleküler yapıysa ifade moleküler sistem üzerinden yürür. İfade edilen ortam enerjisel bir yapıysa, iletişim enerji üzerinden yürür. Konuyu yerine oturtabilmek için biz örneklerimizi yaşadığımız dünya hayatının şartları üzerinden oluşturacağız. Ama iki melek konuşurken, bir ifadede bulunurken onu moleküler sistem gibi düşünürsek yanılırız. İfadenin yapıldığı ortamın şartları neyse ifade de onun üzerinden yürür. İfade Edilen Bilgi’nin yürüyüşünü ortamın şartları tanımlar. […]