“La ilahe illallah” Kelime-i Tevhidi’ni manasına uygun olarak ilk kullanacağımız yer düniHİ algıdan kurtulma çalışmalarıdır. “La ilahe illallah” Kelime-i Tevhidi’nde “LA İLAHE” diyerek reddettiğimiz mana, batıl olan DȗniHİ algı ve zann’larıdır. Kelime-i Tevhid’i zikrullah yaparken onun birkaç basamak manası vardır ki bu manalar bizi yukarıya taşır, yakînimizi kolaylaştırır. Bu yüzden cennetin kapısında “La ilahe illallah” yazılı denilmektedir. Aslında Kelime-i Tevhid’i anlatmaya, “o nedir?”i ifade etmeye ben acizim… Onu nasıl kullanacağımızı biraz anlatmaya çalışayım ama “O nedir?”i nasıl anlatayım…
Bir kere, onu hiç manasını bilmeden söylemeniz bile tesirlidir. Bir ilaç var, prospektüsünü okumamışsınız ama verene güvenmiş içiyorsunuz, tesir eder; etki mekanizmasını bilirseniz de bilmezseniz de tesir eder Ama bilirseniz başka tesir eder, bilirseniz çok başkadır, anlatılmaz…
“La ilahe” manası için, bu geldiğimiz konuya ilişkili olarak bir tarif yapalım: “La ilahe” diyerek reddettiğimiz mana, batıl olan DȗniHİ algı ve zann’larıdır, “İllallah” diyerek tasdik ettiğimiz, iman ettiğimiz, ikân’ını talep ettiğimiz mana ise, Hakk olan Billahi gerçeğidir. Bu genel manalar içerisinde özel bir tanımlamaya “La ilahe illallah” diyoruz, bu dȗniHİ algı sebebiyle müstakil ve özgür olarak nitelenen iradeye “La ilahe” diyoruz. “Biz Allah’ın verdiği yetkiyi Allah için, söylediği şekilde ve Allah’ın rızasını umarak kullanırız” teslimiyeti içinde “İllallah” diyoruz. Dolayısıyla, “La ilahe illallah” Kelime-i Tevhidi öyle bir ilaç ki… Şöyle anlatalım:
Zemzem Suyu için; “öyle bir ilaçtır ki, ne için şifa diliyorsan ona şifa olur” denildiği gibi, bu da öyle her şeye şifa gibidir. “La ilahe illallah” Kelime-i Tevhidi öyle özel bir şey ki, bahsedilen “DȗniHİ algı” ve “Billahi anlamındaki hayat”la ilgili (bu açıkladığımız manada olmak kaydıyla) bir tarif yapın ve onu kullanın inşaAllah. Bizim şimdi konumuz dȗnillah algı, dȗniHİ algı. Çünkü kişi bu hayata Dȗnillah algı ile düştü ve iradesini de özgür ilan etti. Yani, kendinizi öyle buldunuz. O özgür iradeden kurtulmak için diyorsunuz ki: “Allah’ım senin verdiğin yetkiye ben özgür etiket vermiştim, ben hala onunla yaşıyorum, ama öyle olmadığını öğrendim. Yanlıştan kurtulmama yardım et.” İşte bu kurtulma azmi ve duasıyla, içinde olmak istemediğiniz o hale, “semi’na ve eta’na; işittik ve itaat ettik” demeyen o haline, o iradenin haddi aşan, onu suiistimal eden kısmına “La ilahe” diyorsun! “Semi’na ve eta’na” diyeceğin Amentü Billahi kapsamındaki hayata ise “İllallah” diyoruz. La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah…
Aslında, Kelime-i Tevhid’i bu manası ile ve defalarca söyleyeceğimiz böyle dersler yapmamız gerekiyor… Biliyorsunuz ki: “Dȗnillah algı”ya düşmek için onunla ilgili bir gayret göstermeniz gerekmiyor, o kendisi yürüyor. Ama Billahi algı için devamlı gayret, çok gayret gerekiyor.
Allahım, bizleri bu şehadetteki mana üzerine yaşatıver, bu şehadetteki mana üzerine vefat ettiriver, bu şehadetteki mana üzerine ba’s ediver inşaAllah. (amin)